Soil RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Soil RPG

Ölümün son iyiliği bir daha ölümün olmamasıdır.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Soil - Ana Kurgu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Ariadne Barthory
Falcı
Falcı
Ariadne Barthory


Mesaj Sayısı : 63
Kayıt tarihi : 25/08/09
Yaş : 34
Lakap : Kübü - Mübü - Hübü ne uygun olursa artık.

Soil - Ana Kurgu Empty
MesajKonu: Soil - Ana Kurgu   Soil - Ana Kurgu Icon_minitimeÇarş. Ağus. 26, 2009 5:14 pm

Hayat ve zamanın akışı bazen çekilemez olabiliyordu.Her insan gibi bende kendimi bu akışa kaptırmıştım. Fakat; bizi durduran bir şeyler vardı,bunun ne olduğunu anlayabilmek için çok uğraştım. Belkide saatlerce düşünüp üzerinde durmuştum ve sonunda bir karara vardığımda tek gerçeğin gözlerimin önüne serilmesini korku ile izledim ve o gerçek ölümden başka bir şey değildi..Korkuyormuydum? Bunu tam olarak bilemeyecektim galiba. Çocukluğumdan beri bir gün öleceğim fikri ile yetiştirilmiştim . Evet neden olmasın değil mi? Sonuçta hepimiz Topraktan gelmiştik ve yine Toprağa gidecektik.İnançlı bir insanmıydım? Bunun doğru olduğu pek söylenemezdi ama yinede bu dinsel kavrama kendimi o kadar çok kaptırmıştımki zamanla kendi kendimi bu şekilde avutur olmuştum. Bir gün ölecektik ve hepimiz toprak olacaktık . Tanrı ve kutsal ruhlara kavuşacaktık . Belkide işlediğimiz günahlar yüzünden bu imkansız hale gelecek ve Cehennemin uçsuz bucaksız bir yerinde sonsuz lanetimizi çekecektik. Günlerce ve günlerce bu içimi karartan düşünceler içerisinde dolaştım ve sonunda o beklenen gün gelip çattı. Sirk çadırının hemen yanına yerleştirilmiş küçük çadırımın şiltesi çekilip kenara itildi . Bu benim ilk görü sahibi oluşumu anladığımdan beri ziyarete gelen ilk müşterimdi. Yere çadırın diğer tarafına yerleştirilmiş halı üzerinde duran yer masamın arkasına geçtim ve onada oturmasını söyledim. Uzun ,biçimli ,bakımlı ellerini ,benim küçük ama güçlü avuçlarım içerisinde bıraktı. Onu belkide bir el falı ile geçiştirip başımdan savacak ve parasını alacaktım ama daha o elini tuttuğum ilk an titrediğimi ve sarsıldığımı hissettim,şu filmlerde rastladığım görü sahipleri gibi gözlerimin akının daha fazla belirginleştiğine ve gözlerime bir perde indiğine yemin edebilirdim.

Gerçek dünyadan tamamen uzaklaşmıştım , bir an çok uzaklardan avucumdaki elin kasıldığını ve korku ile geri çekip çekmemek arasında tereddütlü bir şekilde kıpırdandığını hissettim ama dediğim gibi artık gerçeklerden tamamen uzaklaşmıştım. Kendi dünyamdaki karanlığa o kadar kapılmıştımki sadece söylediklerime ve sesime odaklanır olmuştum.Büyük geniş bir alandaydım, üzerimde her zamanki uzun siyah elbise vardı ve karşımda onu görmüştüm,demin elini avuçlarım içerisine bırakan elin sahibini.. Ama o beni görmüyordu. Tamda arkasında duran karaltıyı farketmemişti. Bu neydi veya kimdi bilmiyordum ama çokta tekin birine benzemiyordu.Bir an küçük bir zaman diliminde nefesimin tutulduğunu ve kalp atışlarımın hızlandığını hissettim .Kesik kesik soluk alıp veriyordum.Kalp krizi geçirmek üzere olan bir hastanın belirtilerindeki gibi. Bir şey görmüştüm ve bu benim heyecanlanmama sebep olmuştu. Gördüğüm ,ölümün kendisinden başka bir şey değildi. Daha sonra olanları anlatmak veya hatırlamak bile istemiyordum . Yeni ve ilk müşterim berbat bir şekilde gözlerimin önünde öldürülmüştü. Hıçkırarak uyandım bu kabustan.Gün ışığının çadırımın açık kalmış kısmından yüzüme vurup gözlerimi acıtmasına aldırış etmeden genç kadının yüzüne baktım. Ağlamak veya susmak arasında kararsız kalmıştım.Gözlerim eski bulanıklığına dönmüş ve görü gücüm kaybolmuştu o an için. Ne diyemeceğimi bilememiştim ama o an için bu acıma duygusunu bir kenara bırakıp ona öleceğini söyledim. Sarsıldığını ve yüzünün bir kireç misali bembeyaz kesildiğini gördüm. Bana yalancı ve düzenbaz olduğumu söyledi yerinden hızla kalkıp çadırdan dışarı çıktı.Ona söyledim..Ama beni dinlemedi .Ve onun gibi daha bir çoğuna söyledim.Beni bir ucube olarak gördüler.Dışlandım,hatta bazen öylelerine rastladımki beni gördükleri yerde cadı olmakla günahkar olmakla itham ettiler. Onlara söyledim. Şehrin üzerinde lanet dolaştığını ve bir çoğu gibi sırası geleninde öleceğini söyledim.Dinlemediler.. Bu lanet insanları ele geçirmiyormuydu.Onları baştan çıkarıp günaha sevketmiyormuydu? Cinayete ,ölüme ve daha fazlasına... Ben halk tarafından dışlanmış sıradan bir falcıydım.Söylediklerimi ciddiye alanlar olmadı hiçbir zaman.Onlara dikkatli olmalarını ve bu ölümden kurtulabileceklerini söyledim ama umursamadılar ve sonlarıda diğerleri gibi toprak oldu. Aslında, ölümün son iyiliğide bir daha ölümün olmaması değilmiydi zaten?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Soil - Ana Kurgu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Soil RPG ::  Cinayet Kurguları-
Buraya geçin: