Karakterler: Kirjavainen Donowitz, Jaska Mauri Lëskania
Zaman: 3 Temmuz
Saat: 22.00
Dışarısı fazlasıyla sıcaktı. Ve Kirjavainen bundan nefret ediyordu. Belki, fazlasıyla kısa kot şortunu ve rahat, askılı siyah tişörtlerinden birini giyerse rahat edebilirdi. Bu fikir mantıklı görünüyordu. Giyinmesi fazla sürmedi, uzun süren tek şey güneş gözlüklerini savaş alanını andıran odasında aramaktı. Saat dokuza gelirken gözlüğünü bulmuş her ihtimale karşı iki bıçağını da çantasına koymuştu. Gözlüklerini gözlerine geçirip, motoruna bindiğinde neşelendiğini hissetti. Gaza bastığında kendisini daha da iyi hissetti, neyse ki rüzgar onu sıcaktan ve nemden kurtarmıştı.
Jaska'nın evine gelene kadar bağıra bağıra şarkı söylemişti ve bu, kırmızı ışıkta durduğunda yanındaki bok kafalıların ona garip garip bakmasına sebep olmuştu. Onların hepsi deliydi ve kendilerini Kirja'da gördükleri için onu reddediyorlardı. Yine de Kirja için önemsizdiler. Anlamsız, saçma sapan varlıklar. Jaska dışında, evet o biraz daha farklı olanlardan.
Yorucu iki katı çıktıktan sonra lanetler yağdırmaya başlamıştı bile. Bu sıcakta merdiven çıkmak cehennem azabıydı. Birkaç kez vurduktan sonra kapı açıldı. Kirja dudağındaki alaycı gülümsemeyle gözlüğünü çıkarttı ve içeriye dalıverdi. Jaska kapıda duruyor, her zamanki gibi saçlarının arasına parmaklarını geçirmemek için kendisini zor tutmasına neden oluyordu. Dudağındaki gülümseme bu duyguyla biraz daha arttı. " İyi geceler Jaska! Fazlasıyla hızlı çalışan bir asansörünüz varmış. " Fazla normal sayılmayacak bir ses tonuyla küçük bir kahkaha attıktan sonra sert ve hızlı bir hareketle ona sarılıverdi. Ardından uzun ve ince bacaklarıyla daha önceden de buraya geldiğinden olsa fazla çekinmeyerek salonda doğru ilerledi. Jaska'nın evinde herhangi bir abartı yoktu. Her şey rahattı ve Kirja bundan hoşlanıyordu, fazlasıyla. Jaska onun arkasından gelirken o da çantasını koltuğun üzerine attı. Bıçakların birbirine çarptığında çıkan ses, Kirja'nın hoşuna gitmişti. Belki de çantayı eline alıp tekrar fırlatmalıydı, saçma.. Bu gece ne yapacakları hakkında bir fikri yoktu yine de Jaska demek eğlence demekti. Onun ' kafa ' olduğunu düşünüyordu. İşaret ve orta parmağıyla hafifçe salona gelen Jaska'nın yanağından küçük makas aldı. Bu çocuk, Tanrı'nın özenle yarattığı bir şeydi. Ve, insanın dudaklarına yapışası geliyordu yine de Kirja isteklerine karşı koyabilirdi. Henüz canı böyle bir şey istemiyordu. " Vodka var mı? " dedi masumlaştırmaya çalıştığı sesiyle, omuzlarını yukarı kaldırıp indirerek.. Ses tonu daha çok, bir deli gibi çıkıyordu.